Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bazı sendikaların 29 Aralık 2015'te aldığı grev kararı gereği, bir günlük iş bırakma eylemine katılan öğretmenlerin bu hareketini, sendikal faaliyet saymadı.
Bazı konfederasyon ve sivil toplum örgütlerinin 29 Aralık 2015'te Türkiye genelinde aldığı genel grev kararına, Antalya, Konya, Kocaeli, İstanbul gibi illerde katılan bazı öğretmenler hakkında disiplin cezaları verildi.
Mazeretsiz göreve gelmedikleri gerekçesiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca aylıktan kesme veya kınama cezası uygulanan öğretmenler, disiplin cezalarının iptali istemiyle dava açtı.
Öğretmenlerin disiplin cezalarının iptali istemiyle açtığı davalarda farklı mahkemelerden farklı kararlar çıktı. Bazı idare mahkemeleri öğretmenler hakkında disiplin cezalarının iptaline karar verdi, bazıları ise öğretmenlerin disiplin cezasının iptali istemini reddetti.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulu, farklı nitelikteki kararların kesinleşmesi üzerine, mahkemeler arasındaki aykırılığın giderilmesi istemiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna başvurdu.
Mahkemeler arasındaki farklı kararları irdeleyen Kurul, bu konuda son noktayı koydu.
Kurul, sendikaların aldığı 29 Aralık 2015'teki "savaşa hayır barışı savunacağız" sloganlı genel grev kararına katılarak işe gitmeyen öğretmenlerin eyleminin, sendikal faaliyet kapsamında olmadığına karar verdi.
I-AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI :
A-… İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ İDARİ DAVA DAİRESİNİN KARARLARINA KONU YARGILAMA
SÜRECİ:
Dava konusu istemlerin özeti: … Konfederasyonu (...)'nun … tarih ve … sayılı
kararı ile ''... çağrısı ile … tarihinde "savaşa hayır barışı savunacağız"
şiarıyla 29 Aralık günü genel grev yapılmasına karar verilmiş; öğretmen olarak
görev yapan davacıların bağlı olduğu sendikanın aldığı karar uyarınca iş bırakma
eylemine katılarak mezeretsiz olarak göreve gelmediğinden bahisle 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu uyarınca aylıktan kesme veya kınama cezası ile cezalandırılmış;
davalar, anılan disiplin cezalarının iptali istemiyle açılmıştır.
… Mahkemeleri kararlarının özeti:
Davacıların üyesi bulundukları sendikanın ve sendikanın bağlı olduğu konfederasyonun
aldığı kararlar uyarınca gerçekleşen göreve gelmeme eyleminin sendikal faaliyet
kapsamında bir fiil olarak kabulü gerekeceğinden, disiplin suçu teşkil etmeyen
eylem nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık görülmediği
gerekçesiyle dava konusu disiplin cezalarının iptaline karar verilmiştir.
… İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesinin kararlarının özeti :
… İdare Mahkemelerinin kararları usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine kesin olarak karar verilmiştir.
B-… İDARE MAHKEMESİ ... İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:… SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA
SÜRECİ:
Dava konusu istemin özeti: ... Sendikaları Konfederasyonu Yürütme Kurulunun 22/12/2015 tarih ve 92 sayılı kararıyla "Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı il, İlçe ve mahallerde bir süredir uygulanan sokağa çıkma yasaklarının hem kamu hizmeti sunmakla görevli kamu emekçilerinin ve ailelerinin hem de kamu hizmetinden yararlananların sadece kamu hizmeti sunma ve alma hakkı değil yaşam haklarını da tehdit eder boyutlara ulaştığı,...kamu hizmeti sunma ve alma hakkının yanı sıra yaşam hakkını tehdit eden gelişmelere karşı ..., ... ile birlikte; 29 Aralık 2015 tarihinde ...’e bağlı sendika üyelerinin işyerlerinden çıkıp tüm illerin merkezi alanlarda basın açıklamaları yapmaları" yönünde karar aldığı, davacının üyesi olduğu ... Sendikası'nın da, Konfederasyonun kararına uygun olarak 25/12/2015 tarih ve 12 sayılı kararla; “29 Aralık 2015 tarihinde Konfederasyonumuz ...’in diğer emek ve meslek örgütleri ile birlikte aldığı 92 sayılı karan gereği Savaşa Hayır Barışı Savunacağız şiarıyla gerçekleştireceği 1 günlük hizmet üretmeme kararının işkolunda hayata geçirilmesine” karar verdiği; Sendika üyesi davacının, 29/12/2015 tarihinde işe gelmeme eylemine katıldığı, öğretmen olan davacının bu eyleme katılarak özürsüz olarak bir gün göreve gelmediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(b) maddesi ve bir alt ceza uygulanmak suretiyle kınama cezası ile cezalandırılması üzerine anılan işlemin iptali istenilmiştir.
... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının özeti:
Kamu görevlilerinin, ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin ve bu
kapsamda özlük ve parasal haklarının, çalışma koşullarının korunması, iyileştirilmesi,
geliştirilmesi, bu konulara dikkat çekilmesinin ve kamuoyu oluşturulmasının
sağlanması amacıyla ve başka seçeneklerinin bulunmaması durumunda üyesi bulundukları
sendikaların aldıkları kararlar uyarınca işi bırakma eylemlerine ilgili mevzuatına
uygun olarak katılmaları nedeniyle disiplin cezaları ile cezalandırılmalarının
demokratik bir toplumda gerekli olduğundan söz edilemeyeceği,
Ancak uyuşmazlık konusu olayda davacının üyesi olduğu sendikanın aldığı eylem
kararının ve bu kapsamda göreve katılan davacının göreve gelmeme nedeninin 29
Aralık 2015 tarihinde ...’in diğer emek ve meslek örgütleri ile birlikte aldığı
92 sayılı kararı gereği "Savaşa Hayır Barışı Savunacağız" şiarıyla
gerçekleştireceği bir günlük hizmet üretmeme kararının işkolunda hayata geçirilmesine
yönelik olduğu,
Öğretmen olan davacının gerek kendi meslek grubunun gerekse diğer kamu görevlilerinin,
ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin ve bu kapsamda özlük ve parasal
haklarının, çalışma koşullarının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi
amacını taşıyan bir eyleme katıldığından söz edilemeyeceği; davacının bir gün
süreyle göreve gelmemesinin haklı mazeretinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı
hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle
davanın reddine karar verilmiştir.
… İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının
özeti:
... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının usul ve hukuka uygun
olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun
reddine kesin olarak karar verilmiştir.
II-İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
… Konfederasyonu Yürütme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla "Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde bazı il, İlçe ve mahallerde bir süredir uygulanan sokağa
çıkma yasaklarının hem kamu hizmeti sunmakla görevli kamu emekçilerinin ve ailelerinin
hem de kamu hizmetinden yararlananların sadece kamu hizmeti sunma ve alma hakkı
değil yaşam haklarını da tehdit eder boyutlara ulaştığı, ... kamu hizmeti sunma
ve alma hakkının yanı sıra yaşam hakkını tehdit eden gelişmelere karşı ...,
... ile birlikte; 29 Aralık 2015 tarihinde ...’e bağlı sendika üyelerinin işyerlerinden
çıkıp tüm illerin merkezi alanlarda basın açıklamaları yapmaları" yönünde
karar almıştır.
Sendika üyesi olan ve öğretmen olarak görev yapmakta olan davacılar, Konfederasyon'un
aldığı bu karar doğrultusunda bir gün göreve gelmeme eylemine katılmışlar ve
mazeretsiz olarak göreve gelmedikleri gerekçesiyle haklarında disiplin cezaları
tesis edilmiştir.
Disiplin cezalarının iptali istemiyle açılan davalarda aynı konuda verilen farklı nitelikteki kararların kesinleşmesi üzerine incelenen aykırılığın oluştuğu görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT :
1-2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası:
Madde 51 – (Değişik: 3/10/2001-4709/20 md.)
Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal
hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar
ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme
haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya
zorlanamaz.
....
Madde 90-
.........
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.
Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası
andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek
uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
2-657 sayılı Devlet Memurları Kanunu:
Madde 22- Devlet memurları, Anayasada ve özel kanununda belirtilen hükümler
uyarınca sendikalar ve üst kuruluşlar kurabilir ve bunlara üye olabilirler.
Madde 26-Devlet memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan
kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine
gelipte Devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu
doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları yasaktır.
Madde 125 – (Değişik: 12/5/1982 - 2670/31 md.)-
.........
C - Aylıktan kesme : Memurun, brüt aylığından 1/30 - 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır.
Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
.............
b) Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,
3-4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu:
Madde 1- Bu Kanunun amacı, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki
hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için oluşturdukları sendika
ve konfederasyonların kuruluşu, organları, yetkileri ve faaliyetleri ile sendika
ve konfederasyonlarda görev alacak kamu görevlilerinin hak ve sorumluluklarını
belirlemek ve toplu sözleşme yapılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Madde 3-
.......
f) Sendika : Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini
korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşları
..
Madde 19-
...
Sendika ve konfederasyonlar kuruluş amaçları doğrultusunda toplumsal cinsiyet
eşitliğini gözeterek aşağıdaki faaliyetlerde bulunabilirler:
a) (Değişik bent: 04/04/2012-6289 S.K./14.md.) Genel olarak kamu personelinin
hak ve ödevleri, çalışma koşulları, yükümlülükleri, iş güvenlikleri ile sağlık
koşullarının geliştirilmesi konularında görüş bildirmek ve toplu sözleşmenin
uygulanmasını izlemek üzere yapılacak çalışmalara temsilciler göndermek.
b) Devlet personel mevzuatında kamu görevlilerinin temsilini öngören çeşitli
kurullara temsilci göndermek.
c) Verimlilik araştırmaları yapmak, sonuçlarla ilgili raporlar düzenlemek, önerilerde
bulunmak ve işverenlerle bu konularda ortak çalışmalar yapmak.
d) Üyelerin mesleki yeterliliklerinin artırılması ve sorunlarının çözülmesi
ile sendikal faaliyetlerinin geliştirilmesine yönelik kurs, seminer ve sosyal
amaçlı toplantılar düzenlemek, bilimsel çalışmalar yapmak ve yayınlarda bulunmak.
e) Üyelerin ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatleri ile personel hukukunu
ilgilendiren konularda ilgili kurumlara ve yetkili makamlara sunulmak üzere
çalışmalar yapmak ve öneriler getirmek.
f) Üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin
zlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini
veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde
temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf
olmak.
g) Üyeleri ve ailelerinin yararlanmaları için hizmet amacıyla, eğitim ve sağlık
tesisleri, dinlenme yerleri, misafirhane, spor alanları ve benzeri yerler ile
kitaplık, kreş, yuva ve huzur evleri, yardımlaşma sandıkları kurmak ve yönetmek
ile herhangi bir bağışta bulunmamak kaydı ile üyeleri için kooperatifler kurulmasına
yardım etmek ve nakit mevcudunun yüzde onundan fazla olmamak kaydıyla bu kooperatiflere
kredi vermek
......
4-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi:
Madde 11- Dernek Kurma ve Toplantı Özgürlüğü
1) Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını
korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak
haklarına sahiptir.
2) Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde
olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması
ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde,
bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin
idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel
değildir.
5-Türkiye'nin de onayladığı 87 No’lu Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının
Korunması Sözleşmesi:
Madde 3- Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini
düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek
ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler.
Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına
engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar.
6-2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:
Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:
Madde 3/C- (Ek: 18/6/2014-6545/6 md.)
...
4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:
...
c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki
kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin
nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen
veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma
hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli
olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini
de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.
...
5. (Değişik:17/10/2019-7188/7 md.) Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak
istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili
dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın
giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.
KONU İLE İLGİLİ DİĞER KARARLAR: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/05/2019 tarih ve E:2018/707, K:2019/2181 sayılı sayılı kararı da, … İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla aynı doğrultudadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Başvuruya konu olan kararlar arasındaki aykırılığı, sendikal faaliyetler nedeniyle
verilen disiplin cezaları hususu oluşturmaktadır.
Örgütlenme özgürlüğü, Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği gibi,
bireylerin kendi çıkarlarını korumak için kendilerini temsil eden kolektif bir
yapı meydana getirecek bir araya gelme özgürlüğünü ifade etmektedir. Örgütlenme
özgürlüğü, bireylere topluluk halinde siyasal, kültürel, sosyal ve ekonomik
amaçlarını gerçekleştirme imkanı sağlar. Demokrasilerde vatandaşların bir araya
gelerek ortak amaçları izleyebileceği örgütlerin varlığı, sağlıklı bir toplumun
önemli bir göstergesidir. Demokrasilerde böyle bir oluşum, devlet tarafından
saygı gösterilmesi ve korunması gereken temel haklara sahiptir. İstihdam alanında
kendi üyelerinin çıkarlarının korunmasını amaçlayan örgütler olan sendikalar,
bireylerin kendi çıkarlarını korumak için kolektif oluşumlar meydana getirerek
bir araya gelebilme özgürlüğü olan örgütlenme özgürlüğünün çok önemli bir yönüdür.
Örgütlenme özgürlüğünün temelinde de ifade özgürlüğü olduğu düşünüldüğünde,
düşünceyi korkmadan açıklayarak, bu düşünce çevresinde kişilerin toplanma hakkının
da varlığının kabulü gerekeceği açıktır.
Örgütlenme özgürlüğü, bireylere topluluk halinde siyasal, kültürel, sosyal ve
ekonomik amaçlarını gerçekleştirme olanağı sağladığı gibi, sendika hakkı da
çalışanların, bireysel ve bu ortak çıkarlarını korumak amacıyla bir araya gelerek
örgütlenme serbestisini gerektirmekte ve niteliğiyle bağımsız bir hak değil,
örgütlenme özgürlüğünün özel bir şekli olarak görülmektedir.
Anayasa'nın 51-54. maddelerinde düzenlenen sendikal hak ve özgürlükler, benzer
güvenceler getiren başta Örgütlenme Özgürlüğü Sözleşmesi ile Örgütlenme ve Toplu
Pazarlık Hakkı Sözleşmesi olmak üzere ilgili Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmeleri
ve Avrupa Sosyal Şartı ile tamamlanmaktadır.
Anayasa'nın 51. maddesi, devlet için hem negatif hem de pozitif yükümlülükler
getirmektedir. Anılan maddede yer alan, "üyelerin menfaatlerini korumak
için" ibaresi, üyelerin mesleki menfaatlerini korumak için gerçekleştirecekleri
sendikal faaliyetlerin Anayasa tarafından korunduğunu ortaya koymaktadır. Bu
nedenle, sendikaların üyelerinin menfaatlerini korumak için en etkili yollardan
olan grev ve toplu sözleşme hakkını da kullanabileceği açıktır.
Sendikal faaliyet kapsamında, işe gelinmemesi halinde kişilerin mazeret izinli
sayılacakları konuya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları, Anayasa
Mahkemesi kararları ve Danıştay İdari Dava Daireleri kararlarında da vurgulanmıştır
ancak, anılan kararlardaki uyuşmazlık konusu olaylarda, sendikal faaliyetlerin
amacının üyelerin mesleki menfaatlerinin korunması olduğunun da gözden kaçırılmaması
gerekir.
Kamu görevlileri sendikalarının asli faaliyetleri 4688 sayılı Kanun'un 19.
maddesinde belirtilmiş, "çalışma koşulları, yükümlülükleri, iş güvenlikleri
ile sağlık koşullarının geliştirilmesi konularında görüş bildirmek, işverenlerle
bu konularda ortak çalışmalar yürütmek, üyelerin mesleki yeterliliklerinin arttırılması
ve sorunlarının çözülmesi ile sendikal faaliyetlerin geliştirilmesine yönelik
kurs, seminer ve sosyal amaçlı toplantılar yapmak" asli faaliyetler arasında
sayılmıştır. Sendikaların öne çıkan asli görevleri, üyelerinin ekonomik ve sosyal
menfaatlerini korumaktır. Bunun dışındaki konulara ilişkin faaliyetlerinin ikincil
nitelikte olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bununla birlikte, Devletin pozitif ve negatif yükümlülükleri arasında kesin
ayrımlar yapmak her zaman mümkün değildir. Devletin ister pozitif isterse de
negatif yükümlülüğü söz konusu olsun bireyin ve bir bütün olarak toplumun çatışan
çıkarları arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir.
Sınırlanabilir bir hak olan sendika hakkı Anayasa'da yer alan temel hak ve
özgürlüklerin sınırlanma rejimine tabidir. Anayasa'nın 51. maddesinde sendika
hakkına yönelik sınırlama nedenlerine yer verilmiştir. Ancak, bu özgürlüklere
yönelik sınırlamaların da bir sınırının olması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.
Sendika hakkıyla ilgili olarak; temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında
Anayasa'nın 13. maddesindeki ölçütler ve 33. maddesi ile 51. maddelerinin göz
önünde bulundurulması zorunludur.
Sendikalar, demokratik toplumun vazgeçilmez bir parçası olduğu için getirilebilecek
sınırlamaların kamu makamlarının keyfi müdahalelerine karşı korunması gerektiği,
getirilecek sınırlamaların demokratik toplum düzenine uygunluğunun denetlenmesi
gerektiği izahtan varestedir. Ayrıca, getirilecek sınırlamaların, toplumsal
ihtiyacın karşılanması amacıyla istisnai olarak uygulanması gerektiği de açıktır.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, olayda sendika hakkının ihlal edilip
edilmediğinin değerlendirilmesine gelince; kamu görevlilerinin ortak ekonomik,
sosyal ve mesleki hak ve çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için oluşturdukları
sendikalar tarafından, ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve çıkarlarının ve bu
kapsamda özlük ve parasal haklarının, çalışma koşullarının korunması, iyileştirilmesi,
geliştirilmesi, bu konulara dikkat çekilmesi ve kamuoyu oluşturulmasının sağlanması
amacıyla aldıkları kararlar uyarınca kamu görevlilerinin toplantı, gösteri ve
iş bırakma eylemlerine katılmalarında demokratik bir toplumda herhangi bir sakınca
bulunmadığından, anılan eylemlerin AİHS'nin 11. maddesi kapsamında korunması
gerektiği açıktır.
Buna karşılık, kamu görevlilerinin atanma, nakil ve cezalandırılmasına ilişkin
esasların belirlenmesi konusunda yasa koyucunun takdir yetkisi bulunmaktadır.
Yasa koyucuya tanınan bu takdir yetkisinin amacı; kamu hizmetlerinin kesintisiz
bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır. Ayrıca Anayasa'nın 129. maddesinin birinci
fıkrasında "Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık
kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler" denilerek, kamu görevlilerinin
Anayasa'ya ve yasalara sadakat yükümlülüğünün kamu hizmetlerinin devamlılığının
ve belli bir disiplin içinde yürütülmesinin sağlanmasıyla yakından ilişkili
olduğuna dikkat çekilmiştir. Dolayısıyla, Anayasa'nın 129. maddesinde belirtilen
sadakat yükümlülüğü kapsamında, kamu hizmetinin etkin bir şekilde yürütülmesi
ve mesleki disiplinin sağlanması amacıyla idarenin takdir yetkisini kullanarak
işlem tesis etmesinin olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Kamu görevlilerinin, normal vatandaştan farklı olarak yükümlülükleri, sorumlululukları
ve tabii olduğu yasaklar vardır. Kamu görevlilerine tanınan bir takım avantajlar,
ayrıcalıklar olmakla birlikte, bu kişilerin katlanmak zorunda oldukları külfetler
ve sorumluluklar nedeniyle onların bazı sınırlamalara da tabii olacağı açıktır.
Dolayısıyla, kamu hizmetinin kesintisiz olarak yürütülmesini sağlamak ve görevinin
başında olmak kamu görevlisinin sorumluluklarındandır.
Sendika kararları doğrultusunda kamu görevlileri tarafından gerçekleştirilmesi
planlanan eylemlerin, kamu hizmetinin gereklerine dayanan bir sınırının olması
gerektiği açıktır. Kamu hizmetini kesintiye uğratacak, "iş bırakma"
gibi eylemlerin nedenini mesleki menfaatler dışında bir neden oluşturuyorsa
devletin müdahale hakkının da daha geniş yorumlanması gerekir.
Sendika üyesi olan kamu görevlileri tarafından, sendika yöneticilerinin aldıkları
kararların içeriklerinin değerlendirilmesi suretiyle hareket tarzı geliştirmeleri
gerekmektedir. Bir kamu görevlisinin, sendikal faaliyetlere ilişkin eylem hakkını
kullanırken yükümlülükleri nedeniyle kanunların öngördüğü sınırlar içerisinde
hareket etmesi gerekir. Aksi takdirde, kamu görevlileri olan sendika üyeleri,
sendika tarafından alınan konusu suç oluşturan bir eyleme de katılmak zorunda
kalabileceklerdir.
Bu değerlendirmeler çerçevesinde; sendikaların, Anayasa ve kanunlara aykırı
olmayan herhangi bir amacı gerçekleştirmek için faaliyet yapabileceğinin kabulü
ile birlikte "işe gitmeme" gibi eylemlerle ilgili olarak yani kamu
hizmetini kesintiye uğratacak, kamu görevlisinin sorumluluğunu yerine getirmesini
engelleyici eylemlerle ilgili olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları,
Anayasa Mahkemesi kararları ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun muhtelif
kararlarında da vurgulandığı üzere, sendikal faaliyetlerle ilgili olmayan; kamu
görevlilerinin sosyal, ekonomik ve meslek hayatlarını ilgilendirmeyen konular
doğrultusunda gerçekleştirilen eylemlerin AİHS'nin 11. maddesi kapsamında korunması
gerektiğinden bahsedilemez.
Dava konusu uyuşmazlıklarda, davacıların göreve gelmeme nedenini oluşturan
sendika kararının amacının;Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı il, ilçe ve mahallerde
uygulanan sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek olduğu hususu sabittir. Anılan
hususun, sendika üyelerinin ekonomik ve sosyal menfaatleriyle ilgisi bulunmayan
bir eylem olduğu açıktır. Bu tür amaçla yola çıkılan durumlarda, yani sendikaların
asli faaliyetlerinin değil de ikincil nitelikteki faaliyetlerinin söz konusu
olduğu durumlarda, sendikaların seslerini duyurmak için kullanabileceği başka
yollar olduğu da muhakkaktır.
"İşe gitmeme" eyleminin, toplum hayatına ve kamu düzenine etkileri
göz önüne alındığında; politik yönü ağır basan bir amaçla işe gidilmiyorsa bu
durumun sendikal faaliyet kapsamında sayılması mümkün değildir. Kaldı ki, bu
eylemin sonuçları dikkate alındığında da; bunun yol açacağı zararlara katlanılmasını
toplumdan beklemek de hakkaniyete aykırı bir durumdur.
Sonuç olarak, uyuşmazlık konusu olaydaki sendika kararı; kamu görevlilerinin, ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve çıkarları ile bu kapsamda özlük ve parasal haklarının, çalışma koşullarının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi amacını taşımadığından, bu haliyle "işe gitmeme" eylemi, sendikal faaliyet kapsamında bulunmamaktadır.
IV-SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle, Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın,
… İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı
doğrultusunda giderilmesine, kesin olarak, 24/02/2020 tarihinde, oybirliği ile
karar verildi.